"Men verraha mü'minen fe-keennemâ ahyahu: Kim bir müminin tarihini/hayat hikâyesini yazarsa onu ihya etmiş, yeniden canlandırmış gibi olur". Bu ibareyi ben ilk defa Ebulula Mardin beyin Huzur Dersleri'nin biyografi kısmı için malumat almak istediği zevata yazdığı mektupta görmüştüm. Bursalı Mehmet Tahir bey ise Keşfu'z-Zunûn'da gördüğünü söylüyor.
Can vermek elbette Allah'a mahsus, âmennâ, lâkin O'nun sıfatlarıyla sıfatlanarak, ahlâkıyla ahlâklanarak yücelen insan da "can verir gibi" bazı şeyler yapar, yapabilir. Bir insanı ihya etmek, gönlüne-içine girmek az iş mi? İhya yani diriltme, canlandırma...
Sayfa 42 - Dergah YayınlarıKitabı okuyor
(...)Ahmet Rıza Bey, Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti ile birleşti.
İşte tam bu sıralarda Selanik'te bir başka hareket belirmişti. P.T.T. Başkanı Talât (sonradan Talat Paşa), Bursalı Mehmet Tahir, anılarını bu kitapta okuyacağımız Mithat Şükrü, eski İzmir valisi Rahmi, Yüzbaşı Ömer Naci, Yaver Kâzım Nami, Süleyman Fehmi, Teğmen Ismail Canbolat, Yüzbaşı İsmail Hakkı gibi kimseler evlerde toplanıyorlar ve gözleri ile izledikleri Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünü durdurmak için, gönüllü olarak ağır bir görevin altına girmenin çaresini arıyorlardı.
Türkiye'de bu özgürlükçüler harekete geçtikleri zaman ve geçtikten sonra da nefes alamadı; Trablusgarp Savaşı, arka sından Balkan Savaşı ve üç yıl sonra da Büyük Savaş (1914)... Genellikle İttihatçı ismini alan bir avuç fedakâr insan tarihin kin, hesap, çıkar nehirlerinden oluşan akıntısına karşı yalnız iyi niyetleri ile karşı koymaya çalışmışlardı... Yalnız o kadar mı? İçerden de vuruldular, bir taraftan Ermeniler, diğer taraftan imparatorluğun çökeceği hesabıyla ve yine yabancı devletlerin teşvikiyle ayaklanan Araplar tarihsel fatalisme'in bütün kanunlarını Osmanlı İmparatorluğuna karşı işletmeğe başladılar.(...) Önsöz 'den
Sayfa 10
Osmanlı'yı Batıran Meşhur Masonlar
Şimdi Osmanlının son zamanlarında isim yapan bazı meşhur masonların isimlerini aktarıyoruz: (İlhami Soysal - Dünya ve Türkiye'de Masonluk ve Masonlar)
"Emanuel Karasso (Yahudi), Talat Paşa, Prens Sabahattin, Mustafa Fazil Paşa, İbrahim Temo, Nissim Masliyah (Yahudi), Abdullah Cevdet, İshak Sükuti, Çerkez Mehmet, Agah Efendi, Ali Süavi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Sinasi, Enver Paşa, Mithat Şükrü Bleda, Ömer Naci, Nissim Ruso (Yahudi), Bursalı Tahir Bey, Doktor Nazım Bey, Cemal Paşa, Avram Galanti (Yahudi), Kazım Özalp, Mehmet Cavit Bey, Hüseyin Cahit Yalçın, Leon Gatenyo (Yahudi), Selim Sırrı Tarcan, Ziya Gökalp."
Sayfa 263 - Akgün Yayıncılık, 1. Baskı, 2008Kitabı okudu
AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU
Türk milliyetçiliğinin adı olan Türkçülük fikrinin öncü ve tanınmış isimlerinden Ahmet Hikmet Müftüoğlu'nun devlet adamı, fikir adamı ve sanatkâr olarak milletimize hizmetleri büyüktür. Vefatının üzerinden yıllar geçmesine rağmen eserlerinin yeni baskıları yapılmakta ve genç nesiller tarafından takip edilmektedir. Onun
“Zade” Değil “Oğul”
“Bin Temel Eser” arasında dili, günümüzün Türkçe’sine çevrilerek tarafımdan hazırlanan “Aşıkpaşaoğlu Tarihi” için yazılan bir tenkit cidden canımı sıktı, Bir ilim ve ihtisas konusu olan böyle bir yazıyı, hiç bir şey bilmeden yazan bir insana cevap vermek mecburiyeti elbette ki can sılacı olacaktı. “Tercüman” gibi çok satışlı
Bundan 87 yıl önce bugünlerde, TBMM’de kabul edilen bir kanunla ‘hain’ ilan edilen bazı kişiler yurtdışına sürülüyordu. Bundan 73 yıl önce yine bu günlerde ise TBMM’de bu kişileri affeden kanun kabul edilmişti. Neredeyse herkesin birbirini ‘Ergenekoncu’, ‘darbeci’, ‘Kürtçü’, ‘bölücü’, ‘terörist’, ‘şeriatçı’, ‘Fethullahçı’, ‘Batı şakşakçısı’,
